Annesinin sütünü içirip uğurladığı her hangi bir günde, yaşamının baharında vahşetin, canavarlığın en koyusuna, dayanılmazına maruz kalan evlat.
Arkasında sarsılmış, örselenmiş bir toplum, bir ülke bırakan kendi güzel, adı güzel ÖzgeCAN..
Derdinden hasta oldum. Hasta olduk. Üzüldük, kahrolduk, öfkelendik, ayaklandık.
Sen, çocuğumun canı çok yanmıştır. Keşke kurşunlasalardı diye ölümlerden ölüm beğenen dünyanın en talihsiz anasının kızı,CELLADIN , kocam beni kemerle,kesici aletle döverdi diyen ananın oğlu. Nereye baksan şiddet, nereyi dinlesen ÇIĞLIK.
İnsan ne diyeceğini şaşırıyor.Konuşur, konuşur da hiç bir şey denemez ya bazen yine anlardan o an.Bütün kelimeler yetersiz,bütün ifadeler anlamsız...
Çok şey söylenebilir, hiç bir şey söylenmeyebilir. Kadının adı yok denir,kadının edilgenliği, ikincilliği, artı değerin (para,mal)ortaya çıkmasıyla birlikte, bu değere kimin sahip olacağı meselesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar ve göreli olarak tüm dinlerde, kültür ve öğretilerde kendini bulur. Güçlü olan kitabı yazar, kanunu koyar,o egemendir hep egemene yontar denilebilir; denilmekle de kalmaz entellektüel tartışmaların dibine vurulur.
Hiç onaylamamamıza rağmen Amerika'da iki dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Biz gene iyiyiz. Çenemizi kapatalım. Denilebilir!!!!
Bu kadar dramatik bir olayı siyasi mülahazalarla ele almayalım denilebilir. Dikkate değerdir.
Ancak fotoğrafı nerden çekerseneniz çekin ülkemizde "kadın erkekle eşit değildirdir" den yola çıkarak, ''altı yaşında çocukla evlenilebilir'', ''evlat anasının dahi diz kapağının üstünden tahrik olur''a varan akıl dışı, insanlık dışı açıklamaları yapan hastalıklı kafaların her biri ayrı bir suç oluşturan bu açıklamalarından sonra hiç bir yaptırıma maruz kalmadan rahatlıkla işlerine devam ettikleri siyasi iklimde yeşerir bu sapkınlıklar. İnanılmaz, dayanılmaz boyutlara varır.
Sanki dünyada başka hiçbir iş kalmamış gibi ölen karınızla altı saat daha ilişkide bulunabilinir fetvasını anayasaya sokmaya çalışan Mursi'yi destekleyenler. Analarımıza, gözümüzün bebeği çocuklarımıza yönelik bu ahlaksız düşüncelerini temellendirip meşru göstermek isteyenlerin karşısına kadınlardan önce erkeklerin dikilmeleri gerek.. Erkekler bu kadar kontrolsüz, adi varlıklar değildir diye önce onların bağırmaları çok elzem.
Kadın olmak, erkek olmak mı? İnsanlık, insan hakları temelinde can cana, omuz omuza mücadele mi? Mücadeleye evet tereddüt yok, ancak kadın ve erkek paradigması cevabı güç çok soruyu beraberinde getirir. Bazen yanıt çok basit çok da sadedir.
Tokat gibi çarpar insanın yüzüne.
Kadın İNSANDIR.
Biz ise insanoğlu.
Sadece ANLAYANLARA...
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.