EMBA firması tarafından Tonya'ya kurulması tasarlanan 4 milyon ton kapasiteli çimento fabrikası ve Tonya ile Çayırbağı'na kurulması tasarlanan 16 taş ocağı, bölge halkının büyük tepkisini çekmiş, projelere karşı çok sayıda gösteri düzenlenmişti. Hatta dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, vatandaşların projeye karşı çıkmasına sinirlenmiş, dönemin Trabzon Valisi Recep Kızılcık'a, "Tonya'ya bir yatırım getirmek istedik, karşı çıktılar. Benim önüme bundan sonra Tonya ile ilgili bir evrak gelirse imzalamayacağım" diyerek Tonya'yı cezalandıracağını açıklamıştı.
İKİ AYRI DAVA…
Çimento fabrikası ve taş ocakları ile ilgili olarak Trabzon İdare Mahkemesi’ne iki ayrı iptal davası açıldı. Trabzon Barosu avukatlarından Nedim Şenol Çelik ve Ömer Faruk Altuntaş tarafından takip edilen davalar birleştirildi. Trabzon İdare Mahkemesi’nin oybirliği ile verdiği yürütmeyi durdurma kararında, Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz edilebileceği de belirtildi.
Üç ayrı üniversiteden görevlendirilen bilirkişi kurulunun bölgede yaptığı keşif ve inceleme sonunda hazırladıkları rapora atıfta bulunan mahkeme, yürütmeyi durdurma kararında bilirkişilerin görüşlerine de yer verdi.
'PROJE ÖLÜ DOĞDU'
Karara ilişkin açıklamalarda bulunan davacıların avukatı Nedim Şenol Çelik, halka rağmen böyle bir projenn gerçekleşemeyeceğini, gerek mahkeme kararı ve gerekse bilirkişi raporunun, bu projenin çevreye zarar vereceğini ortaya koyduğunu belirtti. ''Bu proje başta ölü doğmuştu. Bu kararla, EMBA şirketi, oraya fabrikayı yapamayacak. Artık ÇED raporuyla oraya kazma vurmak mümkün değil. Bu karardan sonra EMBA şirketinin ne yapacağı merakla bekleniyor” diyen Şenol, şöyle konuştu:
“Artık ÇED raporuyla oraya kazma vurmak mümkün değil. İnsanlar boş yere huzursuz edildi. Yansızca bir dereyi temiz tutulmasıyla elde edilecek maddi kazanç bu çimento fabrikasından daha fazla gelir getirecektir. EMBA şirketi bizim altın yumurtlayan tavuğumuzu kesmek istedi. Onlar altın yumurtlayan tavuğun etini istiyorlar. Halbuki biz yaylalarımızı, ormanlarımızı korursak sonsuza kadar bölgemiz ve ülkemiz halkına katkı yapmaya devam edecek.”
BİLR KİŞİ RAPOR KARARI ŞÖYLE:
Üç ayrı üniversiteden görevlendirilen bilirkişi kurulunun bölgede yaptığı keşif ve inceleme sonunda hazırladıkları rapora atıfta bulunan mahkeme, yürütmeyi durdurma kararında bilirkişilerin görüşlerine de yer verdi. Bilir kiş raporunda şöyle denildi:
''Bu haliyle dava konusu çevresel etki değerlendirme raporunun hukuka aykırı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Öte yandan, bu haliyle dava konusu çevresel etki değerlendirme raporuna dayalı olarak tesisin faaliyete geçmesinin çevrede telafisi güç ve imkansız zararlara neden olabileceği hususu açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın dava sonuçlanıncaya kadar yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde Trabzon Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere, 31/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.'!'
Fabrika buraya yapılmak isteniyor..
İŞTE BİLİRKİŞİ RAPORU:
Tonya Haber Gazetesi, bilirkişi raporunu yayınladı. İşte o rapor:
*Yapılması planlanan tesis için oluşturulmuş ÇED raporunun incelenmesi neticesinde de bazı cevapsız durumlarla karşılaşıldığı, ilgili ÇED raporunun usul yönünden hatalar içerdiği, hem de insan ve diğer canlı hayatı açısından yapılacak projenin bölgede çeşitli sağlık sorunlarına nedene olacağı,
*ÇED raporunun 35.sayfasında malzeme ocaklarını sınırları içinde bulunduğu ifade edilen Kaleönü, Karaçoban ve Kastan dereleri bulunduğu, ocakların işletilmesi esnasında bu derelerin çevresel açıdan nasıl etkileneceğinin yer almadığı, bu durumun, ilgili derelerdeki ekolojik yapı açısından risk teşkil ettiği,
AĞAÇ DİKİLECEKMİŞ…
*ÇED raporunun 157.sayfasında gerek tesis için ve gerekse de malzeme ocakları için oluşabilecek gürültüden dolayı ağaç dikilerek gürültünün azaltılacağı ifade edildiği, söz konusu ağaçların hangi tür ağaçlardan olacağının projede belirtilmediği, ayrıca bu ağaçların sesi absorbe edecek büyüklüğe ne kadar sürede geleceğinin de ilgili ÇED raporunda belirtilmediği, söz konusu önerilen gürültü azaltma tedbirlerinden olan ağaçlandırma faaliyetinin gerçek anlamda ne kadar yeterlikte amacına hizmet edeceğinin ne olmadığı,
ASİT YAĞMURU TEHLİKESİ…
*Önemli bir hava kirletici kaynağı olan SO2 (Kükürt dioksit) emisyonunun kömür yakılması sonucunda oluşan ve atmosferde yağmurla birleşerek asit yağmuru denilen önemli bir çevre problemine neden olduğu,
*SO2 emisyonu için öngörülecek herhangi bir desülfürizasyon projesine ait boyutlandırmaya ve hesap türü bir araştırmaya rastlanılmadığı, ÇED raporunda, SO2 emisyonu için cevabı olmayan ciddi bir sorun olarak durduğu, atmosferik emisyonlardan olan SO2 ve NOx (Nitrik oksit) için ciddi bir problem olarak görüldüğü,
*ÇED raporunun 166.sayfasında çimento fabrikasında kullanılması düşünülen kömür içeriğindeki kükürt (S) miktarının % 5'i geçmeyecek olduğu vurgulanırken aynı raporda Tablo 71'de tesiste kullanılması düşünülen linyit kömürünün özellikleri verilirken bu değerin % 5'in üzerinde % 6,52 olduğunun belirtildiği, her iki ifade arasında kullanılacak kömür miktarı dikkate alınacak olursa önemli miktarlarda SO2 oluşum farkının söz konusu olacağı, bu durumda gerçek kullanılacak linyit kömürüne ait SO2 özelliklerinin aynı raporda farklı değerlerde verilmiş olmasının bu konuda herhangi bir netliğin olmadığını gösterdiği,
SES KİRLİLİĞİ…
*ÇED raporundaki Akustik Rapor kısmının incelenmesi ile akustik raporu hazırlayan kişilerin sahip olması gereken A2 Tipi Sertifika belgelerine rastlanılmadığı, yine ÇED raporunun Akustik Rapor ekinde verilen atmosferik yutuş değerlerinin olduğu Tablo 10'daki sayısal değerlerin yanlış hesaplandığı,
*Üç vardiya halinde çalışacak tesis için akşam ve gece saatlerinde sınır değer olan 60 ve 55 dBA seviyelerini aşacağı, bu anlamda çevredeki yakın yerleşim yerleri için gürültü açısından problemlerin oluşacağının aşikar olduğu,
YAKIT KUŞKUSU…
*Fabrika üretiminden kaynaklanan kömür, hurda araç lastiği, hurda madeni yağlar, asfalt ve petrol atıklarının, ağır metallerin ve zehirli gazların çevreye kalıcı zara verip vermeyeceği yönünden fabrikada kullanılacak yakıt malzemelerinin türü olarak, ÇED raporunda farklı yerlerde farklı yakıt malzemelerinin kullanılacağının beyan edildiği, bu durum, tesisin gerçekte ne tür yakıtlar kullanılacağı konusunda bazı kuşkuların doğmasına neden olduğu,
*Kontrol dışı emisyon kaçaklarının olabileceği ve atmosfere, kalıcı organiklerden olan dioksin/furan ve benzeri kanserojen kirleticilerin salınımları söz konusu olduğu, böyle bir durumun öncelikle bu gibi tesislerin yakınında bulunan kişiler ve diğer canlılar (hayvan, bitki v esu ortamları için) üzerinde uzun sürede (tesisin en az 50 yıllık ömrü dikkate alındığında) sağlık problemlerine neden olma potansiyeli olduğu,
KARAYOLU BU YÜKÜ TAŞIMAZ…
ÇED raporunun 40.sayfasında ulaşım ağı kısmında, malzemelerin, ocaklardan çimento fabrikası sahasına Çayırbağı-Biçinlik-Tonya hattındaki karayolundan sağlanacağı bildirilmiş olup, yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde burada ifade edilen mevcut karayolunun ağır tonajlı kamyonların hammadde taşıma yükünü, hem trafik hem de fiziksel şartlar (genişlik ve dayanım vs) açısından kaldıracak kapasitede olmadığının belirlendiği, ÇED raporunun 189.sayfasında hesaplanan ilgili çimento fabrikasının işletilmesi esnasında mevcut karayollarına getireceği yükler Tablo 77 baz alınarak hesaplandığı ve raporda bu hesapların şöylece bulunduğu, Vakfıkebir ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık olarak % 13 oranında arttıracağı, Beşikdüzü ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık % 13 oranında arttıracağı, Trabzon Limanı girişi için kamyon trafiğini yaklaşık % 10 oranında arttıracağı şeklinde bir hesap yapıldığı, oysa gerçekte bu oranın ÇED raporundaki Tablo 77'de verilen değerlere göre tekrar hesaplandığında gerçek değerlerin şu şekilde olacağı, Vakfıkebir ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık % 20, Beşikdüzü ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık % 18,4 ve Trabzon Limanı girişi için kamyon trafiğini yaklaşık % 12,7 oranında arttıracağı şeklinde yeniden hesaplandığı, üstelik bu hesaplar tek gidiş üzerinden yapılmış olup gerçekte bu araçların aynı şekilde geri dönüşü de dikkate alındığında; Vakfıkebir ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık % 34 oranında arttıracağı, Beşikdüzü ilçesi çıkışı için kamyon trafiğini yaklaşık olarak % 31,2 oranında arttıracağı, Trabzon Limanı girişi için kamyon trafiğini yaklaşık % 22,6 oranında arttıracağının öngörüldüğü, yukarıdaki hesaplara da bakıldığında gerçekte projenin ilgili bölgeye sadece kamyon türü dikkate alındığında bile ciddi bir trafik yükü getireceğinin açık olduğu, bilirkişi incelemelerinde yapılan gözlemler neticesinde bu yüklerin mevcut Tonya-Vakfıkebir yolu ile Yakçukur-İskenderli-Beşikdüzü güzergahlarının hiçbirinin bu yükü taşıma kapasitesine sahip olmadığı kanaatine varıldığı,
*Malzeme ocaklarının bulunduğu alanlarda belirlenen fauna türleri için ilgili faaliyetin ciddi tehlike doğuracağı,
TURİZME ZARARLI…
*Çal Mağarasının hem fiziksel yapısına hem de içindeki yer altı su kanalının beslenimini yok ederek derenin kuruması ve su geliminin durması ile sarkıt ve dikit oluşumlarının durmasına neden olacağı, bu durumun hem ilgili yapıların fiziksel yapılarının zarar görmesine, hem de bölge için potansiyel var olan turizm varlığının zarar görmesine neden olacağı, bu nedenle 3290556 ve 3290557 nolu ruhsatların ÇED raporundan çıkarılması ve 3290556 ve 3290557 nolu ruhsatlara ait ÇED izinlerinin iptal edilmesinin uygun olacağı,
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.