6 Mayýs 1972 tarihinde sýkýyönetim mahkemesinin kararýyla öldürülen Deniz'lerin arkasýndan aðýtlar yakýldý, türküler söylendi, mýsralar yazýldý. 6. Filo'yu denize döken, emperyalizme karþý tam baðýmsýz Türkiye'yi savunan efsane 68 kuþaðýnýn simge isimleri oldular. Deniz'ler zamanýn bir noktasýnda 20'li yaþlardaki kararlý yüzleriyle durarak ýþýklarýný bugüne taþýdýlar.
'Üç fidan'la temsil edilen 68 kuþaðý dünden bugüne genç devrimcilere ilah oldu. Her türden siyasi eðilime sahip kiþiler Deniz'lere sahip çýktý. Bütün eylemlerin, haykýrýþlarýn ön saflarýnda onlarýn fotoðraflarý taþýndý. Ancak kimi Denizler'den teslim aldýðý “tam baðýmsýzlýk” bayraðýný günümüze kadar taþýrken, kimi sembollerde takýlý kaldý. Deniz Gezmiþ'in Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun devrimine baðlýlýðý görmezden gelindi. Oysa, “Bu memlekette Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çýkan varsa onlar da bizleriz. Onun istiklali tam baðýmsýz Türkiye idealini yalnýzca biz devam ettiriyoruz...Biz halkýmýzýn çocuklarý ve Atatürk’ün memlekete emanet ettiði gençleriz” sözleriyle Deniz yürüttükleri mücadeleyi açýkça tarif ediyordu.
"Deniz Gezmiþ bugün yaþasaydý hangi mevzide olurdu?” sorusunu o dönemki mücadele arkadaþlarýna sorduk. 68'liler'in yanýtlarý þöyle oldu:
'Demokratik baþkaldýrýyý örgütlerdi'
Bozkurt Nuhoðlu (Avukat): Deniz Gezmiþ yaþasaydý asla Büyük Ortadoðu Projesi'nin içinde yer almazdý. Antiemperyalist ve tam baðýmsýz, gerçekten demokratik bir Türkiye sloganý altýnda yine mücadeleyi sürdürürdü. Türkiye'de artýk laf bitti. Sýra eyleme geldi. Saðýr ve kör bir iktidara karþý acýmasýz emperyalizme karþý böyle diyalogla, lafla mücadele yürümez. Deniz týpký 68'deki gibi bugün de olsa toplumsal bir demokratik baþkaldýrýyý bütün katmanlarý ona dahil ederek örgütlerdi. Bunun içinde Türkiye Ýþçi Partisi olurdu, CHP'nin ve MHP'nin bir bölümü olurdu, onun dýþýnda aydýnlar, yurtseverler, emekçilerin büyük bölümü bu toplumsal ayaklanmaya katýlýrlardý.
Deniz'in Ýttihatçýlara bakýþ açýsý olumluydu. Bir bakýma hem Marksist, hem de Kemalist'ti. Kemalizmin isyancý yönünü çok beðenirdi.
'ÖSO'yla ittifak yapanlarla olmazdý'
Mustafa Ýlker Gürkan (Muðla Barosu Baþkaný): Deniz Ýkinci Milli Kurtuluþ savaþý için mücadele eden bir insan olurdu. Antiemperyalist bir çizgide olurdu. 'Kimse kusura bakmasýn, emperyalizmle bizim çýkarlarýmýz örtüþüyor, bu tarihsel bir durumdur' demezdi asla. Bugün Amerikan emperyalizminin bölgedeki planlarýnýn karþýsýnda kim tavýr alýyorsa onlarla birlikte veya önderi olurdu. Yüzde yüz Büyük Ortadoðu Projesi'nin karþýsýnda yer alýrdý. Ortadoðu'da bir lejyon devlet kurulmasý fikrinin kesinlikle karþýsýnda olurdu. Suriye'ye saldýranlarla, ÖSO'yla ittifak yapanlarla birlikte olmazdý sanýrým.
Bazý kesimler Deniz'in anýsý üzerinden ganimet toplamaya çalýþýyorlar. Deniz'in Milli Kurtuluþ devriminin karþýsýnda silahlý ayaklanma yapanlara destek olacaðýný söylemek mümkün deðildir.
'Kendi sözleriyle belgelenmiþ'
Hüseyin Karanlýk (68'liler Birliði Vakfý Kurucu Üyesi): Deniz gezmiþ yaþasaydý hangi mevzide olurdu sorusunun cevabýný kendisi vermiþ. Deniz Gezmiþ'in elinden ve yüreðinden ortaya dökülen bütün belgelerin ortak noktasý; Türkiye'nin tam baðýmsýzlýðýný, Cumhuriyet devrimi ve Mustafa Kemal Atatürk'ü savunmak ve temel amaç olarak tam baðýmsýz demokratik Türkiye'yi savunmaktýr. Ayrýca Samsun Ankara yürüyüþündeki fotoðrafý ve yürüyüþün bizatihi kendisi de Deniz Gezmiþ'in cephesini belirleyen olgudur. Orada Kuvai-Milliye kalpaðýyla yürüyüþün ön saflarýndadýr. Deniz'in herkes tarafýndan sahiplenilmesi kötü bir þey deðil. Herkes sahiplensin, ancak doðru anlayarak.
'Þeyh Sait, Seyit Rýza konularýnda prim vermezdi'
Atilla Sarp (Eski Dev-Genç Baþkaný):
Türkiye'nin tam baðýmsýzlýðýný savunan, Mustafa Kemal'in baðýmsýz bir ulus olma tezinin yanýnda duran bir duruþ sergilerdi. Türkiye'nin tam baðýmsýzlýðý yine gündemdedir. Deniz bugün yine bu safta yer alýrdý.
Özellikle Deniz'in savunmasýnda net bir þekilde, Mustafa Kemal'in baþlamýþ olduðu Türk Genel Devrimi'ni tamamlama iradesini açýklýkla görürüz. Türk Genel Devrimi, Kemalist devrim, aydýnlanma devrimi, Türk devrimi, milli demokratik devrimini kapsar. Bunun için ciddi biçimde irade koyan 68 kuþaðýdýr. Simge ismi de Deniz Gezmiþ'tir.
Seyit Rýza ya da Þeyh Sait konusunda en küçük prim vermezdi. Bunlar Türk Genel Devrimi'nin karþýsýnda karþýdevrime hizmet eden motiflerdir.
Ýttihat Terakki, Türk Genel Devrimi içindeki önemli siyasal akýmlarýndandýr. Ýttihatçýlýðýn bir olumlu, bir olumsuz yaný vardýr. Emperyalizme karþý devrimi savunan yaný olumlu yanýdýr. Kötü yaný, iki kiþinin anlaþýp üçüncüye hile yapmasýdýr. Deniz, Ýttihatçýlýðýn mücadeleci yanýný benimsemiþtir. 68 kuþaðý mesela Yakup Cemil'i çok severdi.
'Fikirleri 'sol' adýna çarpýtýlýyor'
Mehmet Ulusoy (Araþtýrmacý Yazar): Deniz Gezmiþ'in Türkiye'nin tam baðýmsýzlýðýný savunmasý, Kemalist Devrim ve 27 Mayýs Anayasasý'nýn getirdiði demokratik deðerlere sahip çýkmasý, antiemperyalist çizgisinin bir parçasýdýr. Deniz'in savunduðu deðerler 68 kuþaðýnýn deðerleridir. 68'liler Birliði Vakfý olsun, TGB olsun bütün bunlar 68'in ve Deniz Gezmiþ'in temsil ettiði mücadelenin bugünkü yansýmasýdýr.
Deniz Gezmiþ Kürt ve Türk halkýnýn kardeþliðini savunmuþtur. Ama hangi koþulda? Emperyalizme kararlý bir tutum alarak. Ýkinci olarak Türkiye'nin baðýmsýzlýðýný ve bütünlüðünü savunuyordu. Bugün Deniz Gezmiþ'in fikirlerini sol adýna çarpýtýyorlar. 68 kuþaðýnýn, Deniz'in en önemli mirasý þudur; emperyalizmle iþbirliði yapan hiçkimse devrimci olamaz. Antiemperyalizm tek ölçütümüzdür. Emperyalizmle iþbirliði yapan PKK ile iþbirliði yapmak solculuðu terk etmektir. Bu emperyalizm solculuðudur.
'Yaþasalardý bugünkü düzen olmazdý'
Þükran Soner (Gazeteci):
O dönem legal ve dinamik bir lokomotif gençlik hareketi vardý. Sol, anti emperyalist, düzeni sorgulayan, emekten yana bir sentez yarattý. 68 iþgalinde müthiþ bir cephe ittifaký vardýr. Kürt hareketinden, demokratik devrim hareketine kadar herkes içindeydi. Hepsinin ortak paydasý, daha insancýl bir düzen, insan haklarý, demokrasi ve antiemperyalist kimlikti. Bu doðal gidiþe karþý hareket de geliþiyordu. Türkiye'deki doðal ve kendi dinamiði içindeki gençlik hareketinin sistem adýna kýrýlmasý gerçekleþti.
Bugün yaþasalardý nerede olacaklarýný kestirmek mümkün deðil. Ama bileþkeler dolayýsýyla dengeler ve sonuçlar deðiþecekti. Bugünkü düzen olmayacaktý onu biliyorum. Rejimi tepetaklak eden bileþke aðýrlýðý oluþmayacaktý.
Ödenen bedellerle simge olmak vardýr. 3 kiþi idam edildi. Ama onlar çoktular. Çokta güzel insanlardý.
'Atatürk devrimciliðinin simgesi'
Arslan Kýlýç (Teori Dergisi Genel Yayýn Yönetmeni):
Bugün artýk idam yýldönümlerinde Deniz’ler Türkiye’nin hemen her yerinde anýlýyor. Bu etkinliklere artýk, 1990’lý yýllarýn ortalarýna kadar olduðu gibi, sadece küçük sol örgüt ve gruplar deðil; CHP’lisiyle, ADD’lisiyle DSP’lisiyle, sol’un bütün çeþitlerinden insanlar katýlýyor.
Oysa, 90’larýn ortasýna kadar, hem de Deniz’lerin acýsý ve anýlarý taze iken, anma etkinliklerine, deðil CHP’lisi, dindarý, milliyetçisi, muhafazakârý; iddialý sol grup ve örgütlerin hiçbiri katýlmazdý. 2010’larýn Türkiye’sinde ise, Deniz Gezmiþ’in, her siyasi eðilimden yurttaþlarýn kahramaný olmasý, somut bir olgudur.
Türkiye devlet ve toplum olarak çözülüyorken, milletin bilincinde yeniden ulusal kurtuluþ kývýlcýmlarý çakmaya baþladý. 2000’lerde Deniz Gezmiþ’i Atatürk devrimciliðinin simgesi bir milli kahraman haline getiren süreç, milletin gittikçe büyüyen kesiminin devrimden baþka bir yol görmemeye baþladýðý süreçti.
Deniz'in safhýný belgeyen sözler
Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn THKO Davasý 16 Temmuz 1971 tarihinde Ankara Altýndað Veteriner Okulu binasýnda baþlamýþ ve 9 Ekim 1971 günü yani 2 ay 23 gün içinde karara baðlanmýþtý. Mahkeme sürecine Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn Ankara 1 Nolu Sýkýyönetim Askeri Mahkemesi'nde yaptýklarý savunma damgasýný vurmuþtu. Ýþte 41 yýl sonra Deniz Gezmiþ'in aðzýndan Türkiye geleceðine ýþýk tutan sözler...
Abdülhamit:
"(...) gericilerin bugün bile 'Ulu Han' diye bahsettikleri Abdülhamit, yabancý sermayedarlarýn tam aradýklarý kiþi idi. Kendisi bizzat yabancý þirketlerle ortaklýk yapýyordu. Bir yandan çiftlikler satýn alýyor, öte yandan ahbaplarý olan Galata bankerlerinin tavsiyeleri ile borsa oyunlarý oynayarak servetini artýrýyordu ve her an devrilmekten korktuðu için yabancý bankalarda saklýyordu. Bu servet o zamanýn parasýyla 4 milyon lirayý buluyordu. O sýrada devlet bütçesinin 20-30 milyon arasýnda olduðu düþünülürse, bu servetin büyüklüðü daha iyi anlaþýlýr. Abdülhamit'in Anadolu, Irak, Suriye ve Hicaz'daki gayrimenkulleri ise 90 milyondan fazla idi...Kurduðu jurnal (ihbar) sistemi sayesinde, etrafýndaki adamlarýnýn hýrsýzlýklarýný çok iyi kontrol etmekte, her þeyden haberdar olmasýna raðmen ses çýkarmamaktadýr. Çünkü kendisi her an devrilme korkusu içinde olduðundan, etrafýndaki çetenin hýrsýzlýklarýný koz olarak kullanarak kendisini korumaktadýr. Yine bu ihbar sistemi sayesinde kendisine karþý olan vatanseverlere karþý amansýz bir terör uyguluyordu. Yakalananlar iþkence görüyor, hapis yatýyor ve sürgüne gönderiliyordu.”
Ýttihatçýlar:
"Ýttihat ve Terakki'ye yön verenler Vatansever Subaylar ve hem kendi durumlarýndan hem de vatanýn durumundan þikayetçi olan küçük memurlar olmuþtur. (...)
Ýttihatçýlar arasýndaki vatansever unsurlarýn çatýþmasý yakýn tarihimize kadar dayanýr. Ýttihatçýlar arasýndaki vatanseverler Kurtuluþ Savaþý'nda, Ýstanbul'da Karakol Cemiyeti'ni, Andolu'da Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini kurarak emperyalistlerle silahlý mücadele ederken, Ýtirafçýlar yabancýlarla iþbirliði yapýyor, vatanýný yabancýlara peþkeþ çekiyorlardý.”
Kurtuluþ Savaþý – Mustafa Kemal:
-“Padiþah ve hükümeti emperyalist güçlerle tam bir ittifak halindeydi, ülkenin baðýmsýzlýðýný ve bütünlüðünü gözetmesi beklenemezdi... 19 Mayýs 1919, saldýrgan emperyalistlere ve onlarýn emrindeki iç düþmana karþý, Mustafa Kemal önderliðinde, Türk halkýný örgütlemek için Kurtuluþ Savaþý'nýn politik anlamda baþlangýcýdýr...19 Mayýs 1919 Ulusal Kurtuluþ Mücadelesi için Mustafa Kemal ve arkadaþlarýnýn halkýn silahlý gücü ve öncüsü olarak harekete geçiþidir...Mustafa Kemal Samsun’a ayak bastýðý zaman hedefini þöyle dile getiriyordu: Türk’ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak olarak yaþamaktansa yok olsun daha iyi.”
-“Biz 50 sene evvel Kurtuluþ Savaþý vermiþ bir ülkenin çocuklarýyýz.... Çok iyi biliriz ki Türkiye Kurtuluþ Savaþý'ný yapmak için Samsun'a çýkanlara Ýstanbul Örfi Ýdaresince ve Mahkemelerince idam cezasý verilmiþtir. Ve yine bilmekteyiz ki, Kurtuluþ Savaþý yapýldýðý sýrada Ýstanbul'da bulunanlar bunlarý yapanlara eþkýya demiþtir (...)”
-“Bu memlekette Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çýkan varsa onlar da bizleriz. Onun istiklali tam Türkiye idealini yalnýzca biz devam ettiriyoruz.”
-“Biz halkýmýzýn çocuklarý ve Atatürk’ün memlekete emanet ettiði gençleriz, nasýl ki O, Yunan ordularý ta Polatlý’ya gelmesine raðmen önlerinden kaçmadýysa ve yolundan dönmediyse biz de dönmeyiz, ve eðer dönersek iþte o zaman vatana ihanet etmiþ oluruz.”
-“(…) baðýmsýzlýðýmýzý tekrar kazanma yolunda mücadeleye girmiþ olan bizlerin elli sene önce Mustafa Kemal’in hakkýnda gýyabi idam kararý verilmesi gibi idamýmýz isteniyor. Gene belirtmekte fayda vardýr ki biz de O’ na ve halkýmýza ihanet edip baðýmsýzlýðýmýzý tekrar kazanma yolundaki mücadelemizden dönmeyiz.”
-"Türkiye'de gaflet, dalalet ve hatta hýyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan emperyalizmi ile iþ yapan çýkarcýlardýr.” (T.H.K.O. Davasý Derleyen: Halit Çelenk/68'liler Birliði Vakfý Yayýnlarý)
Deniz'in Þeyh Sait öfkesi
Doðu Perinçek, Deniz Gezmiþ'in Seyh Sait'e iliþkin düþüncelerini þu anýsýyla anlatýyor:
"Sanýrým 1969 baharýydý. Sultanahmet'te FKF binasýnda bir toplantý oldu. Benim yazdýðým bir bildiride, gerici hareketler arasýnda Þeyh Sait'in de adý anýlýyordu. Bazý Kürt arkadaþlar eleþtirdiler. Bayaðý tartýþma oldu. Deniz, Þeyh Sait'in feodal bir þeyh olduðunu, yönettiði hareketin gerici karakterde olduðunu savundu. Bir aralýk öfkelendi ve tahta dolaba yumruk attý.” (Doðu Perinçek / Arkadaþým Deniz Gezmiþ / Kaynak Yayýnlarý / sy 81)
'Beni Kemalist yetiþtirdiðin için teþekkür ederim'
Deniz Gezmiþ babasýna yazdýðý bir mektubunda “Kemalist” bir kiþiliðe sahip olduðu için þöyle teþekkür ediyor:
"Baba,
Sana her zaman müteþekkirim. Çünkü Kemalist düþüncelerle yetiþtirdin beni. Küçüklüðümden beri evde devamlý Kurtuluþ Savaþý anýlarýyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancýlardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye'nin 2. Kurtuluþ savaþçýlarýyýz. Elbette ki hapislere atýlacaðýz, kurþunlanacaðýz da. Týpký 1. Kurtuluþ Savaþý'nda olduðu gibi. Ama bu topraklarý yabancýlara býrakmayacaðýz. Ve bir gün mutlaka yeneceðiz onlarý.
Düþün baba, bugün hükümet, iþini gücünü býrakmýþ, bizimle uðraþýyor. Çünkü bizden baþka gerçek muhalefet kalmamýþ durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmýþlar. Ve tarih önünde hüküm giymiþ durumdadýrlar. Biz çoktan onlarý tarihin çöplüðüne atmýþ durumdayýz.
Baba, mektubuma son verirken, seni, annemi, Boru'yý, Hamdi'yi devrimciliðimin olanca ateþiyle kucaklarým.” (Doðu Perinçek / Arkadaþým Deniz Gezmiþ / Kaynak Yayýnlarý / sy 120)
ulusalkanal.com.tr/GAMZE ÇINLAR / IRMAK METE
Henüz kimse yorum yapmamýþ, ilk yorum yapan siz olun.