Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan TRT Haber'de açıklamalarda bulundu:
Bu koalisyon, bu blok HDP'nin varlığına karşı bir anlayış. O partileri kapatan, çözüm sürecinin düşmanı olan yapıdır. HDP bu kaos planını peki niye kabul etti? AK Parti'ye bir şey olursa çözüm sürecini kim yapacak? Ulusalcı CHP mi, karşı olan MHP mi? AK PArti zayıf olursa çözüm süreci olamaz zaten.
Dışarda tek başına küçük bir parti nasıl ana aktör olacak? Bu süreç tayyip erdoğan'a güvenle ortaya çıktı. Bugün de Ahmet Davutoğlu bütün vücudunu taşın altına koydu. ZAyıf koalisyonlar, küçük partilerle bu çözüm süreci olamaz. Çözüm sürecinin biteceğini bile bile, celladına aşık olma durumu gibi, kendini yok etmeye çalışan bir zihniyete niye kendini kullandırttı?
Nasıl bu vesayetçi odaklar, derin devlet yapılanmaları, iktidarlar zayıf olsun, türbülansa girsin de istediğimiz gibi düzen kuralım istiyorlarsa, bundan dolayı kaos istiyorlarsa, aynı amaç PKK için de var. PKK da ortalık karışsın, kriz çıksın, barajı geçeceğim için de siyasi gücüm olacak, ben çıkarım özerklik de kantonluk da ilan ederim. Böyle bir kafasında düşünce var.
HDP diye bir şey yok ortada. Ortada terör örgütü var. Türkiye partisi olsun HDP bunu da hep savundum. Ama şu anki durum o değil. şu an HDP’nin güçlenmesi olmuyor. Terör örgütünün vesayeti altında bir yapı. Vekil listelerini bile onlar hazırlıyor. İkide bir kandil’de bunlar hesap soruluyor. Bu yüzden bu iki şeyi birbirine karıştırmamak lazım.
Ortada bir makyaj var, nasıl Türkiye partisi oldun? Ermeni soykırımını savunarak mı, eşcinsel evliliği savunarak mı, din dersine karşı olarak mı? Nasıl Türkiye partisi oldun? Denenmedi mi denendi, bunlar akıllansaydı zaten başarılı olurdu. Gezi olaylarında olmadı, 17 aralık’ta olmadı, 10 Ağustos’da olmadı. Ben dedim ki, siz böyle bir işbirliği yaparsanız iyne başarısız olacaksınız, yazı yazdım. Yine başarısız oldular. Nişantaşı’na kıbleyi çevireceksin, merkez medya senin arkanda duracak, sende yeni bir şey söylüyormuş gibi davranacaksın.
Asıl tehlike şudur. HDP’yi bunlar parlatıyorlar, öne çıkarıyorlar. İlk defa siyaset kurumu şantaja açık hale geldi. Terör örgütleri bu kadar işin içine girdiler. Ne kadar örgüt varsa işbirliği var. Partinin genel başkan yardımcısı DHKPC’ye teşekkür ediyor. Yüzde 9’u geçiyor selahattin Demirtaş, 45 gün sonra insanları sokağa döküyor. 10’u geçtiğinde aynı şeyi yapmayacağının garantisi yok.
Şimdi yüzde 10’u geçmezse kıyamet koparmış, dağa çıkarlarmış. Hep tehdit üzerinden yürüyen bir yapı var. merkez medya, bir takım yapılar bunu öne sürerken Türkiye’ye büyük kötülük yapıyorlar.
Eğer Türkiye PKK sorunundan kurtulursa, diğer ülkeler gelir beni vurur diye sabote etmeye çalışan ülkeleri de biliyoruz. IŞİD’le mücadele diye bir denklem var, enstrüman olarak kullanıyoruz diyen ülkeler var. Kandil’i isteksiz noktaya sevk eden odaklar olduğunu biliyoruz.
Zaten örgütsel olarak buna inanmayan, büyük hedeflerin peşinde koşan anlayış var, bir de dış yönlendirmelerin altında bir yapı var. Öcalan kongre çağrısı mesajı yaptığında, bunu değersizleştirmeye çalıştı Demirtaş. Sonra süreç bitti koptu negatif şeyler konuşmaya başladılar. Baktılar ki tepki var. bu sefer döndüler, hükümet gereken adımı atmadı, kongre toplarız falan. E ne yapacaktı hükümet? Zaten Öcalan çağrısını yapmış. Anayasa değişmedi diyorlar. Öcalan çağrı yaptığında bilmiyor mu, nisan’da meclis kapanıyor. Bu tartışma konuları var. bunu siyasi kurum tartışacak, orta vadede, 3 ay mı 1 yıl mı, millet kabul edecek. Yeni meclis açılacak, bu gizli kapaklı bir şey değil ki.
Bu tutmayınca, dediler şöyle olsun böyle olsun bu sefer top çevirmeye başladılar. Burada sürekli imralı’yı boşa çıkarmaya çalışan, bir kaos planı blok var, bu blok demirtaş’ı ve HDP’yi öne sürdüler. Bunun bir parçası, “Öcalan var bunu kontrol edemiyoruz, bunu etkisizleştirelim, başka aktör çıkaralım, yönetmemiz daha kolay olur.” Böyle bir çaba içerisine girdiklerini de görüyoruz doğrusu.
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.